27 Ağustos 2009 Perşembe
Tuncay Stoke City'de
Geldi geliyor, derken Tuncay sonunda kararını verdi ve kırmızı beyaz renklerini değiştirmeden Premier league'de kaldı. Menajeri Tuncay'ın 3 yıllığına Stoke City ile anlaştığını açıkladı.
Bizlerin yüreğine su serpen bu transfer sonrası Tuncay'a yeni forması altında başarıla diliyorum...
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Galatasaray 4 - 1 Kayserispor
Sahaya çıkan kadroda bir sürpriz yoktu bu hafta. Basın dersine iyi çalışmış bu kez. Taraftarların Levadia maçının coşkusuyla rahat geçeceğini umduğu bir maç yaklaşırken , ben biraz daha temkinliydim. Bunun sebebi Levadia maçında Kewell girene kadar sol kanadımızın işlememesi, sağ kanadımızınsa Keita karşısında yavaş mı yavaş bir bekin oynaması sebebiyle sadece Keita’nın sürati ile işlemesiydi. Keita’yı boşa çıkaracak hiçbir pas varyasyonu veya bekin arkasına sarkma eylemi olmamıştı. Haliyle daha hızlı ve tecrübeli bir sol beke karşı sağ kanadımızda da sıkıntı olacağını düşünüyordum. Nitekim bu görüşüm Kayseri maçında da değişmedi. Kewell’ın hücum hattı için ne kadar önemli bir oyuncu olduğu da net bir şekilde gözümüze girmiş oldu. Her ne kadar büyük umutlar bağlansa da ben Aydın’ın bu takımın ilk 11 oyuncusu veya kurtarıcısı olabileceğine inanmıyorum. Final paslarında yetersiz, savunmaya katkısı çok az ve sahada çok isteksiz. Netanya maçıyla belki bu sezonu kurtardı ama seneye kurtulabileceğini sanmıyorum. Umuyorum ki Elano bir an önce takıma ısınır ve Arda sol açığa Keita sağ açığa geçer, kurtarıcı ve rotasyon oyuncumuz da Kewell olur.
Bu görüşlerimden sonra maça dönecek olursak, bu sezon Galatasaray’ın rakiplerinin 60.dkdan sonra sinir bozularak oyundan düştüğüne şahit olacağız. Takım o kadar çok pas yapıyor ki rakip maç sonunu getiremiyor. İlk yarı oyun ortada gibi geçse de 2.yarının ortalarına doğru rakip topu takip etmekten bıkıyor artık. Sanırım 4.golden önce orta sahada 15-20 pas yaptı GS. İki defa üçgen kurdular ve sonunda Servet’in uzun pası sonunda Arda, Ahmet Çakar’a selamını gönderdi. 2 tartışmalı kornerden 2 gol gelmiş olması kadar GS TV nin Atılan gol istatistiğinde GS: 3 - KAY: 2 yazması da ilginç bir olay. Takımın ileride basması sahayı iyi kullanması çok olumlu. Stoper ve beklere doğru yerleşim için Ayhan ve Mustafa’nın faydası inanılmaz. Ancak Baros’un biraz daha az itiraz etmesi lazım hakemlere yoksa bütün sezon için fişlenecek. 2. golden önceki kornerde yaptığı gibi hakemi aldatmaya çalışırsa devamlı bu sezon da 10 sarı kartın altına inmez sanırım. Bu gidiş bu azim ve futbolculardaki bu keyif sürdüğü müddetçe büyük başarıların geleceği aşikar ama savunma anlayışı daha oturmuş takımlara karşı (özellikle derbilerde) skor dezavantajına girmemek için Kayseri maçından daha konsantre başlamak lazım maçlara.
Son olarak yazıyı yüce insan F.Rijkaard’ın maç sonu röpartajına verdiği cevapla bitirelim.
BH: Hoca sanki hep üzgün gibi atılan bu kadar gol onu mutlu etmiyor mu?
FR: I’m happy for the score but it’s just one game. We have to keep on working
fotoğraf resmi siteden diğer maç fotoğrafları için burayı tıklayınız
12 Ağustos 2009 Çarşamba
Savulun Ulenn!
Bu Fotoğraf UEFA'nın sitesinde gezinirken gözüme takıldı. Haber aslında basit. Çek Cumhuriyeti Federasyonu başkanı Ivan Hasek Nyon'da Platini ile bir araya gelmiş. Benim gözüme takılan kısmı ise Hasek'in aynı zamanda Çek Cumhuriyeti millli takımını çalıştırdığının ifade edilmesiydi. Araştırdım hakikaten doğru, adam futbolculuğunda 55 kez milli formayı giymiş, Sparta Prag, St.Etienne de teknik direktörlük yapmış (hatta Marek Heinz'ı bizden transfer etmiş), geçtiğimiz haziranda ise federasyon başkanı olarak seçilmiş. Hasek'e bu da yetmemiş olacakki, temmuz ayında "artık milli takımı da ben yönetecem kardeşim, asabımı bozmayın" diyerek, Çek Cumhuriyeti milli takımının da başına geçmiş. Kendisine başarılar dilerken Mahmut Özgener'in ve gelecekteki federasyon başkanlarımızın Ivan Hasek ile tanışmamasını umuyorum.
Forvet İhtiyacı
Son günlere kadar forvet hattında alternatif olmayışından, yeni bir golcü transferinden bahsediliyordu. Nonda'nın küçük çaplı patlamasıyla hem kulübün parasının çar çur edilmesi önlenmiş oldu hem de medyanın dönekliğini bizlere yeniden hatırlatmış oldu. Daha düne kadar Nonda yetersiz santrfor transferi şart diyenler, Antep maçı öncesi/sonrası hafta içi 3 gol birden atan adam yedek oturtulur mu demeye başladılar. Bence bu patlama olmasaydı bile golcü transfer etmek akılcı bir hamle olmazdı GS için. Baros'tan daha iyi biri alınamadığı sürece yeni transferin kulübede Nonda misali yağ bağlayıp, yan gelip yatma ihtimalinin yüksek olması dolayısıyla verilen para tümden boşa gidecekti. Daha iyisi alındığında ise muhtemelen Baros bu problemi yaşayacaktı. En azından bu sene için mantıklı olan seçim Nonda ile idare etmek ve altyapımızın Arda'nın forvet versiyonunu üretmesini beklemek sanırım.
9 Ağustos 2009 Pazar
Bunaltan Maç Sonları
İlk Post
Tembelliğinden, devreleri tez yazmaya başlarken kendisi hala konu arayan bir birey, blog yazma konusunda ne kadar düzenli olabilir bilemiyorum. Mesleği yazmakla alakalı olmayan ve futbol bilgisi temelde Galatasaray'a endeksli olan biri ne kadar iyi bir futbol ağrlıklı blog yazar onu da şu anda kestirmem zor. Ancak Extensor'un "böyle blog olmaz olsun" isimli entry'sine ithafen
içerik olarak olmasa da üslup olarak seviyeyi alçaltmayacağıma söz verebilirm.
Hayırlı olsun...