18 Mayıs 2010 Salı

Ne Yaptın Hocam!



Aceto Balsamico'da okudum,

"Aramızdaki fark şu; Jose devamlı kazanmak istiyor. Ben ise kazanırken izleyenlerin eğlenmesini de sağlıyorum. Bu, az buz bir fark değildir."

Mourinho'yu biraz methettikten sonra yukarıda yazanları söylemiş Van Gaal. Aklı başında bir adamın Mourinho'ya söylememesi gereken sözler bunlar ama, aralarındaki usta çırak ilişkisine güveniyor herhalde.

Güzel bir final bizi bekliyor...

16 Mayıs 2010 Pazar

Anons!!!



Ne diyeyim ki, sen sırf takımına destek olmak adına cezayı göze al, centilmenliği bırak bir kenara, stad hoparlörlerinden maç oynanırken Fenerbahçe besteleri çal. Sonra da küçücük bir hatanla (Bursa-BJK maçının 2-2 bittiğini ilan etmek gibi) kuyruğuna teneke bağlayıp kovsunlar seni.

Futbol hakikaten nankör :))

Yazık günahtır, dakika 90+3:40, orta saha civarlarında bir duran top kazanıyor Fenerbahçe. Hemen hemen her duran topta, her ortada pozisyon bulan bir Fenerbahçe var sahada son 15 dakikadır. Ve şampiyon olduğunu düşünen Fenerbahçeli futbolcular topu ileri oynamak yerine Volkan'a atıyorlar topu. Evet o topu kıçıyla durduran Volkan'a. Top dolaştırıyorlar ve son düdük çalınca kutlamalar başlıyor. Konfetiler yağıyor. Yahu bu teknoloji çağında, insanlar cep telefonundan maçları izleyebilirken neyin kutlaması!

Son maçta şampiyonluğu kaptırmak acı ama, şampiyonluk kutlamalarına başladıktan sonra olmadığını anlamak çok daha acı. Belki TV başındakiler Denizlispor maçı kadar acı çekmedi ama staddakiler beter oldular. Sabotaj içeriden yapıldı bu kez.

16 dakika mazereti de yok bu sefer. Şimdi Aziz Yıldırım istifa eder, gitme başkan diye millet ayaklanır, tekrar geri döner vs. vs.

Fazla da dalga geçip ezik görünmeyeyim diyorum ama eşek bile aynı çukura 2 kez düşmezmiş yahu....!

Fenerbahçe'yi Yenmek


Özellikle Ankaragücü asbaşkanı ortamı gerip "Fenerbahçeyi 3-0 yenip Bursa'yı şampiyon yapacağız, Bizans oyunları bitecek " demecini verdiğinde Ankaragücü kaybetmişti zaten maçı.

Bu adamların kafasının almadığı ve ne kadar cin olduğunu şu anda daha iyi kavrayabildiğimiz Sadri Şener'in anladığı bir şey vardı. Aslında TS-FB kupa maçından önce yazmak istemiştim, ya da en azından hemen sonra ama kısmet olmadı. söylemek istediğim ise şuydu: Fenerbahçe (malesef) TSL'nde gerilimi en iyi taşıyan takımdır. En kritik GS maçını da bir şekilde 1-0 a bağlamayı başarmıştır, BJK maçını da almıştır. ANcak puan kaybettiği maçlar hep beklemediği, konsantre olmaya gerek duymadığı maçlarda olmuştur. Fenerbahçeli futbolcuların son 3-4 yıldır en önemli sorunu her maç oynamayı istememeleri. Benim hatırladığım tek kritik FB galibiyetimiz 2 sene önceki maçta Nonda'nın attığı golle gelen galibiyetti.

Bu yüzden Ankaragücü yok yere ortamı gerip FB'li futbolculara gerekli konsantrasyonu sağlayınca deyim yerindeyse sahada FB Şov vardı.

Bir hatırlayın bakalım Kupa maçı öncesini, maçın Urfa'da yapılacağı açıklandığında bile ortamı germediler, Fenerbahçe'yle aynı otelde kamp yapalım gibi açıklamalarda bulundular. Belki de Fenerbahçeli futbolcular Ankaragücü maçını düşündüklerinden sahada sadece gezindiler ve kupa Trabzonspor'un oldu.

Ligin son maçı öncesinde Şenol Güneş'in intikamı lafları gezmeye başladığı anda hemen açıklama geldi Trabzon camiasından. O maçı unutun, ben o konuyu kapattım, intikam falan yok dedi ŞEnol Güneş. Arkasından Sadri Şener konuştu gidip yenilip döneriz dedi (tabii ki şaka yollu ve basın mensuplarını iğneleyerek). Sanki Kadıköydeki maç ligin son maçı değildi. 2006 da da aynısı olmuştu. Sanki son maç oynanmadan şampiyon olunmuşcasına bir hava hakimdi. Ve bu gece yine aynı olay yaşandı.

Sözün özü, her kim ki Fenerbahçe'yi yenmek ister, bunu uluorta bağırarak söylemesin. Sessiz olsun maç anına kadar.

Uygunadamus



Bülent Uygun'un 2-3 yıl önce defalarca tekrarladığı bir cümle vardı. "Bir gün yerli bir teknik direktörle, Anadolu'dan bir şampiyon çıkacak. Ben olmasam da başkası olacak." diye.

Umduğumuzdan da yakın oldu be hocam!

2 Mayıs 2010 Pazar

Bedava Yaşıyoruz



Yukarıdaki video ülkemizde insan hayatının ne kadar önemsiz olduğunu izleyebileceğiniz binlerce görüntüden biri. Görüntüyü benim için özel kılan ise kazada hayatını kaybeden kişini meslektaşım olması.

Görüntüyü 1.20 den sonra iyi izleyin, türbanlı sağlık görevlilerinin kalp masajını takiben yapılması gereken suni solunumun yapılmadığını göreceksiniz. Amacım herkesi zan altına almak değil tabi. Eminim ki aynı durumda olsa ne gerekiyorsa onu yapacak türbanlı doktorlarımız, hemşirelerimiz vardır. Kendilerini rahat hissetmiyecek olsalar da. Ama yapamıyacak adamın 112 ambulansında ne işi var...

Bu kadar kolay işte ölmek Türkiye'de. İşte onların imanı da böyle, işini düzgün yapan, halka hizmet eden değil, insan olan hiç değil, "Allah'ın takdiri" , "Allah verdi, Allah aldı" diyince müslüman olunuyor bu ülkede.

Ne diyeyim bir yudum su vereniniz olmasın...

videoyu görüntüleyemeyenler için link şurada