29 Ekim 2012 Pazartesi

Mektup

Resim: Ertaç Altınöz

Atam,

Yokluğunda bir hayli değişim oldu kurduğun ülkede. Anlatmaya gerek yok, zaten yattığın tepeden bizleri izliyorsun. İçinde bulunduğumuz durumda, bizim kalbimiz böylesi sızlıyorken, senin kemiklerinin ne şiddette sızladığını tahmin edebiliyorum.
Bugün, senin kurduğun cumhuriyeti kutlamak isteyenlere, senin cumhuriyetinin kolluk kuvvetleri tekme atıyor, gaz sıkıyor.
Sen gazı da bilmezsin belki, %100 organik biber gazı Atam. Düştüğümüz duruma gülelim mi, ağlayalım mı bilememiştik.
Allah razı olsun devletimizden. İşimiz çok kolaylaştı sayelerinde.
Senin adının geçtiği şiirleri gururla ve içimiz parçalanırcasına haykırırdık çocuk yaşlarda. Bir 10 Kasım'da "Mustafa Kemal'i Düşünüyorum" şirini okumaya beni layık görmüştü öğretmenim sağolsun. Ne büyük gururdu be! Ne güzel bir gündü.
Hepimiz yarışırdık o zamanlar seni sevmek için. Sevgimizi haykırmak için.
Şimdi yine yarışıyoruz yalan yok. Hayatın kavgası arasında, klavyelerimizle.
Senin, yüzbinlerce mehmetçikle, topla, mermiyle, kanla kurtardığın bu vatana hediyeni, cumhuriyeti, oturduğumuz yerden iki cümle, bir profil fotoğrafıyla koruyoruz.
Sen ki bizi uyardın, ülkeyi yönetenler, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler dedin, vazifeye atılmak için düşünmeyesiniz dedin, muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızda dedin!
Bizler de ezberledik ama, o kadarmış Atam.
Affet...
Bugün sana yürüyebilmek için bile birilerinden icazet almamız gerekiyorsa eğer, bu ülkede hayat durmuyorsa her 29 Ekim, hala demokrasi adı altında padişahlık hükmediyorsa bu ülkeye; biz seni haketmemişizki.
80 yıl sonra olsa bile layığımızı bulduk şükür.
Ama suç bizim değil. Öylesine büyük ve güçlüydün ki, senin kurduğun cumhuriyetin, ordunun, yarattığın ülkenin başına bir şey gelebileceği hiç aklımıza gelmedi.
Senin fotoğrafının asılı olduğu ofislerde, müdürlüklerde, bakanlıklarda başkalarına tapılabileceğine hiç inanmadık.
Sen öyle büyüktün ki, öyle güzeldin ki; birilerinin senden nefret edebileceğini düşünemedik.
Yıllarca rahat uyu, biz varız dedik. Artık sen de rahat uyuma Atam.
Belki uyutmazlar da zaten. TOKİ gelir senin mezarını şehir dışına alıp Anıttepeyi kentsel dönüştürüverir bir gün kim bilir.
Velhasıl kelam, senin 15 senede kurduğunu yıkmak 80 sene sürdü ama başardık.
Durmak yok yola devam edeceğiz elhamdülillah.
Bizim sana gram hakkımız geçmedi zaten. Sen de sakın ola bizlere hakkını helal etme.
Yukarıda affet dedim ya, onu da bırak. Affedilmeyi de hak edemedikki biz.
Affetme...