Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur
-
Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri
ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi
çapında bir ...
24 Ekim 2010 Pazar
Fenerbahçe 0 - 0 Galatasaray : Maçın Adamı Tugay Kerimoğlu
Her şeyin başına Tugay'ı yazalım bu maç için. Takımda kimin formda olduğunu, bu takımın Kadıköy'de ne oynayabileceğini o çözmüş muhakkak. 2 idmanla Hagi'nin taktik anlamda birşeyler ortaya koyması çok zor. Adnan Polat yaptığı onlarca yanlışa rağmen Tugay'ı yetiştirmeye çalışarak net biçimde üzerinde durması ender doğrulardan biri, hatta birincisi.
Tugay belli ki iyi hoca olacak, umarım Hagi'yle takışmazlar ve pasifize edilmez, ve gereğinden daha önce Galatasaray A takımının başına geçmez diyelim ve maça geçelim.
Maç başlar başlamaz Aykut'un maçı kaybetmekten daha çok korktuğu ortaya çıktı. GS'ın kadrosu açık açık kontraatak oynayacağım diye bağırıyordu ama Aykut'un da önce eşeği bi sağlam kazığa bağlayalım yaklaşımı ilginçti.
Geçen sene FB'nin Sami Yen'de ortaya koyduğu oyuna benzer bir oyun oynadı Galatasaray. Amaç önde FB'ye rahat oyun kurdurmayacak mücadeleci bir orta saha dizilimiyle top kazanmak, sonrasında da nispeten yetenekli (Misimovic-Pino-Elano) ile uzaktan şutla veya bir ara topla gol bulmaya çalışmak. Maçın başında da Pino 3 defa şans buldu ancak Aykut bu konuya önlem almakta gecikmedi ve Yobo'nun Pino'ya yaklaşmasıyla Pino'nun etkinliği son buldu. Buradaki şanssızlığımız FB'nin kalesinde bir Leo Franco olmayışıydı. Volkan'ın üstün performansıyla ilk yarı golsüz sona erdi. İlk yarı çok da başka bir olay yoktu. Yüksek mücadele, FB'nin oynayacak alan bulamamsı ve duran toplara bel bağlaması vardı. Galatasaray'ın istatistiksel olarak kaleyi bulan bir dolu şutu vardı ancak bunların ceza alanı içinden olanı bir taneydi sanırım.
İkinci yarıya istediğini elde etmiş ve aynı oyunu devam ettirmeye çalışan bir GS ve gerekli uyarıları aldığı belli oyunu kanatlara yayıp, özellikle H.Balta'nın üzerinden Dia'yı kullanarak gelmeye çalışan FB vardı. Niang'ın da sırtına 2-3 Galatasaraylıyı alarak yarattığı pozisyonlar tehlikeli oluyordu. Neill tecrübesi ile Niang'a karşı olan fizik eksikliğini kapatmasını bildi, yeri geldi sertliğe başvurdu ama öyle ya da böyle Niang gibi bir oyuncuynun gol üretmesine engel oldu. Etkisiz kılmak zaten imkansız. İkinci yarının ilk 15-20 dakikası Galatasaray kalecisinin ciddi bir kurtarışı olmamasına rağmen -kıçına çarpıp kalan topu saymazsak- Fenerbahçenin yüklenmeye çalışmasıyla geçtii. Gol pozisyonu ise ancak Niang'ın ve Stoch'un 2 tane bireysel olarak karşısındaki oyunculara üstünlük kurmasıyle bulundu ki o kadar pozisyon vermek de gayet normal.
Buna orta sahayı yeni oyuncularla dengeleyerek cevap verdi Tugay-Hagi ikilisi. Geçen hafta olduğu gibi Serkan Kurtuluş'u geriye çekip Sabri'yi öne atmaları bence yegane hatalarıydı -ki Stoch'la ciddi bir akın geldi ordan-. Neden Sabri bek olmalı? çünkü Serkan'dan daha çevik, daha hızlı döner, daha inatçıdır, çalım yer yine dikilir adamın karşısına. Neden Serkan ileride oynamalı? Çünkü uzun pas, ara pas yeteneği Sabri'den fazla, bakarak ve isabetli orta yapıyor, mental olarak daha üst düzey bir futbolcu. Bundan sonra umarım bir kez olsun ters çevirirler bu döngüyü.
Galatasary'ın galibiyeti daha çok hakettiği yanılsaması var. Kaleye uzaktan çekilen bir kaç isabetli şut olması bunu düşündürtüyor olabilir ancak Volkan'ın koruduğu bir kaleye, uzaktan vuracağınız bu kadar belli olarak şut çekip gol atabilmeniz için ya birine çarpması gerek ya da Hagivari bir şut çekebilmeniz. Evet o şutlardan biri gol olabilirdi ancak maçın herhangi bir anında biz FB'yi yeneriz diye düşünmedim, sadece yenilmeyiz diye bir düşüncem oldu dakikalar geçtikçe.
Sonuçta Aykut'un böyle bir Galatasaray'a yenilmesi çok daha acı olurdu o yüzden FB'de sağlamcı oynadı ve iki tarafta birer tane ciddi pozisyon verdi. Gerisi zorlama pozisyonlar. İstatistik tablosuna bakarsak GS üstün grünecektir ancak saha içindeki futbol böyle söylemiyor.
Klasik kan değişikliği ve takımın yeni gelen hocaya kendini beğendirmeye çalışması sonucu başarılı sayılabilecek bir Galatasaray.
En azından bir beraberlikle Kadıköy'de şeytanın bacağını kırdık, adım adım yükselmek lazım, galip gelsek vurgun yiyebilirdik, sezonun başarısı olurdu herhalde. Yi,ne de 1 puana futbolcuların bu kadar sevinmesi biraz anlamsız, evet bu futbolla FB yi durdurduk ancak haftaya Antalyaspor bize bu futbolu oynarken biz nasıl aşacağız onları asıl sorulması gereken soru olarak karşımıza çıkıyor.
Cevabını bir hafta bekleyip göreceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder