29 Ekim 2009 Perşembe

Derbinin ardından...

Maçı izlemedim, o sıralarda Barselona-Zaragoza maçında tribünde yerimi almıştım, onunla ilgili yazı da yolda. Geldiğimden beri derbiyle ilgili onlarca yorum ve haber okudum ki yapacağım yorumun tutacak bi dalı olsun. Hakemin kafası yarıldığı için maç iptal edilmeliydi polemiğine girmiycem. Benim asıl takıldığım konu Bünyamin Gezer'in basına yaptığı açıklama. Çok değil 12 gün önce Gezer'in yönettiği Denizlispor-Bursaspor maçı sürerken Nası Yani? başlıklı bir ileti yazmıştım sonu da şöyle bitiyordu "Bünyamin Gezer'i izlerken de yarın öbür gün bir derbi yönetme ihtimalini düşündükçe de gözlerim doldu" Bunun sebebi Bünyamin Gezer'in benim elimde büyümüş bir hakem olması değildi tabiki. İnanmıyordum çünkü onun hakemliğine. Camia içinde çok aşağılarda da olsa bulunmuş biri olarak zaten kimseye pek inanmıyorum ya! Bana kalırsa ülkemizde üst sınıf hakem olabilecek Avrupa arenasına çıkabilecek ve tüm derbileri yönetmesini isteyeceğim isim Fırat Aydınus'tur. Hakemin hata yapması değildir benim için problem olan. Saçmalamamasıdır. Sıvamamasıdır. Tüy dikmemesidir.
Mesela sezon başında Arda'nın yolunu kesip çıkma hakkı olan yerden çıkmaya çalıştığı için kart göstermesi saçmalamaya örnektir. Maç sonrası sözleri ise sıvama ve tüy dikmeye adaydır. Şimdi demişki Bünyamin Gezer:
Müsabaka için ısınmaya çıktık. 25 dakika boyunca saha içindeydik. Bize ne küfür edildi, ne de bir cisim atıldı. Evet bir takım cisimler sahaya atıldı ama;
1- O cisimler bize yönelik değildi.
2- Oyuncuları etkileyecek konumu yoktu.
3- Yardımcı hakemim için Acıbadem Hastanesi’nden doktorlar geldi. Travma geçirmediğini, çabuk tedavi edebileceklerini ifade ettiler. Ben de defalarca sordum;
- Hocam iyi misin..
- Hocam maça çıkabilir misin...

Yani hakemin kafasını yaralayan cisim hakeme yönelik değildi, e FB li oyunculara da yönelik değildi yani kime yönelikdi GS'lı futbolculara. E sormak lazım kendisine illa GS'lı oyuncunun kafasının mı yarılması lazım? Nasıl etkileyecek konumu yoktu bu cisimlerin
Derbi iptal etmek kolay iş değildir. Ayrıca hakemlik öyle bir ego tatminidir ki, 90 dakika boyunca sahanın patronu sizsinizdir, tribünde binler ekranda milyonlar ,sahada milyon dolarlık futbolcular sizin otoriteniz altındadır, bu insana öyle bir haz verir ki tahmin bile edemezsiniz. FB-GS maçı da Türkiye'de hakemliğin son mertebesidir. Hiç bir hakem de bu maçın elinden kaçmasını istemez, oynatmak ve bitirmek için elinden geleni yapar. Maçı oynattı diye suçlamam ben B.Gezer'i

Neyse asıl takıldığım bu da değil benim devam edelim yine demiş ki Sayın Gezer:


SORU: Soyunma odasında ne düşündünüz?

GEZER: Şimdi soruyorum. Bunu kendi kendime de sordum çünkü. 50 bin kiyi o stada gelmiş. Maçı tatil etsem binlerce insan protesto yürüyüşü yapacak, camlar çerceveler indirilecek.
SORU: Maça devam kararını hem de hakem, hem de bir polis memuru olarak verdiniz galiba.
GEZER: Tabii ki o durumda var. Düşünün 3 cana mal olsa ne olurdu? Müsabaka oynanırken o cisim atılsa ve hakemin kafasına gelse, hem televizyon başında, hem de stattaki herkes maçı niçin tatil ettiğimizi görecekti.
Oysa bu olayda sadece TV’den izleyenler gördü. TV’den maç izleyenlerin yüzde 80’i son 5-10 dakika da ekran başına geçer. Tatil etsem, ekran başındakiler bir şey görmedikleri için anlayamayacaklar. Oysa bu olay müsabaka içinde olsa, “Fenerliler attı” diyecekler ve taraftarlarına kızacaklardı.
Ve niye tatil kararı verdiğimi anlayacaklardı.
Şimdi soruyorum ortada gözükmeyen ve neredeyse kimsenin anlamadığı bir olayda tatil kararı verilmesi doğru mu? Benim vicdanım o kadar rahat ki.. Çok büyük olayları önlediğim kanaatindeyim.

Şimdi bunları söyleyen bir hakemin atmosferden etkilenmediğini nasıl düşünebiliriz ki. Bu adam bu kafayla "Maçı GS kazanırsa isyan çıkar, cam çerçeve iner, kazara bir de benim hatam sonucu gol yerlerse, seri bozulursa, protesto yürüyüşleri olur, insanlar yaralanır" diye de düşünebilir pek tabiki. Çıkıp da "Kardeşim basit bir kanamaydı, alıştık biz, mesele etmeyin bunu, koskoca derbiyi bundan dolayı mı oynatmıycaz. Biz ne şartlarda maçlar oynattık yapmayın Allahaşkına!" dese, o zaman etkilenmiş demem atmosferden. Ama adam net bir şekilde atmosferden bahsediyor. Bir de sormak lazım kafası yarılan arkadaşını gören yardımcı, ofsayt pozisyonunda golü iptal etme yüreğini gösterebilecek mi peki yine bu atmosferde. göze alabilecek mi bi tane de kendi kafasına yemeyi.

Maçı izlemeyen bir adam olarak benim hiç bir isyanım yoktu duruma, öyle ya GS kazanmak adına hiç bir şey yapmamıştı. Ama bu açıklamalar beni sorgulamaya itti ister istemez.

Bir de saçmalayan medya var. Neymiş? Rijkaard derbinin önemini kavrayamamış!
ya bu adam El Classico ya çıkmış, neden bahsediyosunuz
Neymiş? Alex'e özel önlem almamış?
Peki Robinho'ya, Kaka'ya, Drogba'ya almış mı Barselona başındayken? Alex'e niye alsın
Oturtmak istediği bi sistem var, ve rakip FB dahi olsa bundan vazgeçmiyor olması önemli olan. Başka nedir önemli olan, futbolcuların topu koştura koştura aceleyle kapmaya çalışmaları ve bu arada alanlarını kaybetmeleri. Bu akşam Buca maçında bile hal böyle. Öğrenemiyorlar malesef. Alanı iyi parsellediklerinde rakipten topu çok daha kolay kazanabileceklerini öğrenemiyorlar. İlla ki çok koşacaklar "Vay be! Ne ciğer var bu topçuda dedirtecekler" o arada bölgelerini kaybedip takım futbolunun içine tükürecekler ki, medya'ya yaransınlar. Sistemi bir oturtsa bu presi yapmak ve yorulmak durumunda kalmıyacağız.
Korkuyorum adamın çıkıp "ben gidiyorum, siz kumda oynayın. küçük kafalarınızla , küçük futbolunzla kalın başbaşa" demesinden.
Pazar gecesi Rijkaard'ın kurduğu takımın futbolunu tribünden izledim, o futbolu tabi bu kadroyla oynayamayız ama 1/3 ünü oynamak için 3 sene kupa almayacaksak bile ben razıyım. FB yi yenmek için futbol kafamızı değiştireceksek biz de koca bir sezonu 2 maç içinde özetleyen rakibimize döneriz
Ne demişti Platini:
"Büyük takımlar kupalarıyla övünürler, küçük takımlar büyüklere karşı aldığı galibiyetlerle" FB küçük takım demek istemiyorum ama vizyonu küçük gerçekten. Biz doğru yolda ilerleyelim, Rijkaard'a sabredelim, en azından biz GS taraftarı bunu yapalım. Yönetim yapsın. Basın da köstek olmasa yetecek ama, biliyorum ki devam edecekler olmaya. Yine uyduracaklar saçma sapan haberler. Geçen seneki maçta Lugano, son maçta Christian başlattığı halde olayları, "Arda bunu hep yapıyor" başlıkları atılacak ama olsun. Böyle bir yola girmişken katlanmak durumundayız bunlara da. Herkesin susacağı günler de gelecek. 2.Avrupa kupası da.

Hiç yorum yok: