22 Temmuz 2010 Perşembe

Yenilmesek İyiydi Tabi

Maçı izleyeceğim kafeye girdiğimde Andre Santos'un golü karşıladı beni. O dakikadan öncesini bilemiyorum ama o dakikadan sonra sahanın tek hakimi Galatasaray'dı. Ancak fark yediğimiz maçlar haricinde her Fenerbahçe maçında olduğu gibi bal yapamayan arı gibi didinip durduk. 2. Yarı çok ezici biçimde tek kale oynadığımız halde net pozisyon üretimimizin kısıtlı oluşu yeni sezon için üzüntü verici. Bu durumu sadece Selçuk'un atılmasına bağlamak yanlış olur, o açıdan Fenerbahçe'de bir durup düşünmeli.

Yeni oyuncuları denemek yerine Sabri ve Hakan Balta ile oyuna başlamak belki sonucu değiştirebilirdi ama Ali Turan'ı FB gibi önemli bir sınavda görmek de böyle bir maçta yapılması gereken doğru bir hareketti. Yenilgi çok problem değil, asıl problem koca bir ikinic yarı sağlı sollu akınlarla bunalttığımız maçta sadece 2 pozisyon yakalayabilmemiz. Ve onları da değerlendiremeyişimiz.

Maçla ilgili üzerine konuşulması gereken en önemli olgulardan birisi maçın hakemi. Neredeyse maçı tatil edip tüm organizasyonu mahvedecekti ki (tabii Bünyamin Gezer değil adam) organizatörler tehdit mi etti artık ne olduysa o acımasız (ve otoriteyi çok iyi kuran) hakem 30. dakikadan sonra yok oldu. Kart yerine sözlü uyarılar başladı, meşaleler görmezden gelindi vs. derken bunu fırsat bilen oyuncular hakeme el kol yapmaya birbirlerine dayılanmaya başladı ve "dostluk" namına bir şey kalmadı sahada. Yine de tebrik ediyoruz hakemi. Selçuk'ta ayak altında dolaşmasın fazla :))

İkinci önemli husus ise Arda. Sahanın en yetenekli oyuncusu olduğu tartışılmaz ama rakip Fenerbahçe olunca aşırı motive olan Arda yanlış kararlar alabiliyor ve bu da takımı zor duruma sokuyor. Bu akşam da hem hazır olmadan 90 dakika boyunca sarf ettiği eforla sakatlanma riskini artırdı hem de kale ağzında pas vermesi gereken bir pozisyonda gol açısı yakalamak adına pozisyonu heba etti, o kadar istekliydi ki frikikleri kullandı (ki galiba şut çalışmış birileri yaz aylarında) çabaladı vs. hatta düz tutsa kafasını gol olacak pozisyonda bile kafayla topu ters tarafa göndermeye çalıştı. Bu gereksiz durum bu seneki derbi maçlarında da canımızı yakmaz umarım. Keşke bir kere de şansımız yaver gitse de şu stresten kurtulsa.

Sonuç olarak, Ali Turan'ın belinin dönemediğini de görmüş olduk, hadi çabukluğunu artıracağını varsaysak bile Andre Santos'un sağ ayak feykine bu şekilde atlaması mental kapasitesi açısından beni ürküttü, ancak o pozisyonda Sabri olsaydı bu golün olmayacağını düşünüyorum ((mental değil çabukluk farkından dolayı). Rijkaard'ın Batdal'ı oyundan alması sanıyorum bileğindeki sakatlıkla ilgiliydi çünkü sağlı sollu kanat akınları yaparken kafa topuna çıkabilecek uzun bir oyuncunun eksikliğini çok hissettik.

Bir de bitirici pasları soğukkanlılıkla verebilecek, oyun sıkıştığında uzaktan şutlarla takımını rahatlatabilecek ve sahada liderliğine Arda Turan'ın dahi ses çıkartamayacağı bir oyuncu bulunursa eğer, hem biz, hem Rijkaard, hem de Arda rahatlıyacak diye düşünüyorum. Kim derseniz ,'bana ne' derim. Adnan Sezgin düşünsün.

Hiç yorum yok: